12 Ocak 2012 Perşembe

Bizim Sınavımız Hocalarla

Merhaba sevgili günlük

Bu gün hayatımın en kötü günleri listesinde top 10'a oynayacak bir gün geçirdim.
Şahsım koca dönemlik müfredatı bir gecede bitirip cc'sinii alıp sınıfını geçen bir insan-ı kamil idi.
Lakin bu sınavı yapacak olan şahs-ı muhterem ezberin dibine zeytin yağı döküp ekmekle sıyıran bir sıyırmış olduğundan bu seferde iki gece uyumayayım dedim.



 Uyumadım da. Nescafe, sigara, yetmedi mi aç bir film yeter ki uyuma dedim. The Godfather seriyi izlememiştim henüz. O bitti işte. Vücuda yaptığım nikotin ve kafein yüklemeleriyle sınav saati kafadan 60 saat uyumadığım halde zıpır zıpır sigara içip kantinde pogo yapıyordum iki katım olan aygırlarla.

Ne oldu peki? Bir bok olmadı. Dövsen dövülmeyecek sövsen anasını bacısını mezara gömebileceğin pezevenk attı golü. Tek hatada soru çizen müderris-i gavur kaledeyken ve onun istediği oyunu, onun kurallarıyla oynarken benim üç beş kelime hatam olmuştur. Onun ben amına koyayım.
Birde tıp mı okuyoruz arkadaşım otu boku mükemmel şekilde ezberleyelim. bize farklı bakış açısı ile bakmayı öğret. Şener Şen ol Av Mevsimi çekelim. Neden zorla Ölü Ozanlar Derneği'ndeki intihar eden çocuk rolünü bize veriyorsun. Angut.
Velhasıl kelam sınav çıkışı dekan yardımcısı olan diğer hocaya gidip "bu da mı gol değil hoca!" dediysem de "gol evladım. Fena koyduk yine kih kih kih." dedi.
Lan koskoca dekan yardımcısı adamsın. Kih kih kih gülmek ne! Bu nasıl okul. Bu nasıl eğitim. çok boktan bi Antiütopya kurayım dese Platon Dede. O bile kuramaz bu kadar kötüsünü.

Utandınız mı hocam? Ben utandım. Sövmüyorum bile amına koyayım.
Ama yine de.. son kez.. neyse..
Ezber yapmayan hoca istiyoruz kampanyası başlatır bunlar adama.
Hadi günlük sana allaha emanet der, yatmaya giderim. Kurtlar Vadisi Gladyo'daki gibi İskender Büyük ama yorgun be kanka.

11 Ocak 2012 Çarşamba

Popülizm vs Orhan Baba

Eskiden minibüsler böyle değildi. minibüs şoförleri hiç böyle değildi.
Eskiden kaset çalarlarda teyplerde Orhan Baba'nın sesi eksik olmazdı.
Minibüs şöforleri ispanyol paça pantolonları, geniş yakalı gömlekleriyle eserdi yollarda...
Minibüse bindin mi bütün dertleri içine alasın gelirdi sevdiceğini mutlu edip.
Şimdilerdeki gibi gitme üzülürüm değil, mutlu olacaksan git. Ben taşırım acıyı denirdi.


Minibüsten indin mi bi sessizlik duyardın. Orhan Baba'dır ya o da sen anlazdın.
Hayat normal akışına erişmezdi. Ya daha coşkulu olurdu ya da dururdu.
Bazen öyle bir şey olurdu ki Taksim Meydanı'nda bağırmak gelirdi içinden.

Hani derdin ya... Batsın bu dünya!


Bazen de belki hiç sevmesende o bağlamayı kaybolurdun tınılarında.
Neden bilmezsin. Bilmezsin Orhan Baba'nın parmaklarından döküldüğünü nağmelerin..
Notalar rüzgar olur, dalga olur, hava olur, yeri gelir alamadığın bir yudum nefes olur...

Popülizm denen bataklıktan kurtulmak için varsın sen baba. Ne Don Vito Carleone ne de Carlito...
Tek baba sensin Orhan Baba...


Popüler kültürün amuna goyak Orhan Buabaauaa!