12 Ocak 2010 Salı

BSS (BÜYÜKELÇİ SEÇME SINAVI)

Haber bültenlerinin bu haftaki ana konusu İsrail Dış İşleri Bakanı'nın boş işleri, bunun nedenleri ve buna karşılık Türkiye'nin vereceği yanıt olacağa benziyor. Olay, Boş İşler Bakanı olduğunun farkında olmayan bu artist kişiliğin Kurtlar Vadisi isimli dizeye ayar olup bizim İsrail Büyükelçimiz Oğuz Çelikkol' a fırça atmasıyla gelişmiş. Burdan o artiste seslenmek istiyorum: Bre pezevenk yiyosa bizim gariban Büyükelçimiz yerine Polat Alemdar'a yapsana artistliğini, sıksın seni yani sana yani kafana kafana.

Gerçi Boş İşler Bakanı olan bu artistin diziden haberi olması da bi hayli ilginç... Demek ki bu artist de bir Vadi hayranı... O zaman adama sormazlar mı dizi sizi teğet geçmedi de biraz sürttürdü diye niye pislik yapıyorsun? Beğenmediysen izlemezsin. Olması gereken budur. Yıllar yılı yabancı sinema sektörünün %46.38'i doğu milletlerinin kültürünü ve hatta dinini çarpıtarak aldı başını yürüdü. Bir Allah'ın kulu da çıkıp olayı siyasi boyuta taşımadı. Beğenmeyen izlemedi. İnternet ortamında fazla takılanlar emeğe saygı, + rep diyerekten konusuna aldırmaksızın filmlere gitti. Sıradan vatandaşlar bile bu kadar uygar davranabilirken bir bakanın bu kadar tahammülsüz davranması bi hayli ilginç ki genelde bu tahammülsüzlüğün sebebi cehalettir.

Konudan yine saptım bak. Tamam söylenme toparlıyorum.

O şanssız görüntüleri izleyince çok şaşırdım. İsrail Boş İşler Bakanı bizim büyükelçimizden biraz daha yüksekte ve çok ciddi oturuyordu. Hiçbir şeyin farkında olmayan büyükelçimiz ise yüzünde açık bir tedirginlik ile kendini gülmeye zorluyordu. Türk vatandaşı olduğu çok belliydi. Olmadığı gibi görünmeyi beceremiyor, yüzündeki gülümseme çok yapmacık ve bayağı duruyordu. Derken Boş İşler Bakanı ibranice konuşmaya başladı. Bi hınçla atıp tutuyordu. Açık açık aşağılıyordu, bunlar yaşanırken bizim büyükelçimiz istifini bözmadan gülüyordu. Çok açık ki İsrail Büyükelçimiz Oğuz Çelikkol İsrail'in anadilini bilmiyordu.

Devletimizin açıklaması ise “Özür bekliyoruz, herkes haddini bilsin” şeklinde bi uyarıydı.. Başbakan ise sağlık sektöründe bir devrim olan “Tam Gün Yasası” nı anlatırken arada İsrail'e de “tü kaka hep böylesiniz, artistlik yapmayın döveriz” dedi.

Esasen bunlara hiç gerek yoktu. Oğuz Çelikkol'a saygım sonsuz, büyük bir kişilik olduğunu umuyorum lakin bir büyükelçinin bulunduğu ülkenin dilini bilmesi gerekirdi. Eğer biliyorsa duydukları karşısında o şekilde gülmesi yakışmadı. Bu yüzden İbranice bilmediğini varsayarak bu yapılanın sorumlusunun bizim devletimizdir. Bu yaşananlar da devletimizin ayıbıdır. Ülkemizde bir büyükelçi nasıl seçiliyor bilmiyorum ama gittiği ülkenin dilini muhakkak bilmesi gerekiyor.

Çok şükür demokratik bir ülkede yaşıyoruz ve büyük lider Süleyman Demirel'in söylediği gibi demokraside çareler tükenmez.. Bu konuda benim mükemmel bir önerim var. Dünyada en adil ve en, en iyi seviye belirleyen sınavının ülkemizde yapıldığını savunan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ve ekibinin BSS isminde Büyükelçi Seçme Sınavı hazırlamalı ve en kısa zamanda yürürlüğe koymalı. Sınavda dil soruları her ülke büyükelçiliği için ayrı ayrı hazırlanmalı. Bu sayede siyasi platformda oyuna gelmemiz zorlaşır.

Bu görüşümün sonuna kadar arkasındayım. YÖK'e bu konuda güvenim sonsuz. Hem belki bu sayede eğitim sistemimizin ne kadar kötü olduğunu siyasilerimizde anlar ve belki sonunda ÖSS'den tut, komple eğitim sistemimiz değişir.

Ne demişler, “umut fakirin ekmeği, öğrencininse her şeyidir.”

Hiç yorum yok: